sohbetreklam

Gönderen Konu: Oruc  (Okunma sayısı 1333 defa)

Çevrimdışı RotaSız

  • Yönetici
  • Kıdemli Üye
  • *****
  • İleti: 428
  • Karma +1/-0
    • Profili Görüntüle
Oruc
« : 03 Ağustos 2019, 21:05:28 »
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden bu ayı idrak eden, onda oruç tutsun; hasta veya yolculukta olan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun. Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. Bu kolaylıkları, sayıyı tamamlamanız ve size yol gösterdiğine karşılık O'nu ululamanız için meşru kılmıştır; ola ki şükredersiniz.” (Kur’an-ı Kerim 2:185). Ve: “Ey İnananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılı günlerde farz kılındı.” (Kur’an-ı Kerim 2:183).

Bu ayetlere göre oruç ibadeti yeni ve İslam’a has olan bir ibadet değil, evvelki ümmetlere de farz kılınmış bir ibadettir. Bunun için müslümanlar ramazan ayında (sayılı günlerde) oruç tutmakla emrolunmuşturlar. Oruç tuttukları vakit gündüzleyin yemek, içecek, cinsi ilişki ve buna benzeri bütün nefsani şeylerden yüce Allah’ın rızasına erişebilmek için uzak dururlar. Gündüz bu deyimde seherden akşama kadar olan süredir. Bu zamanın dışında yemek, içmek vs. yine caizdir.

Oruç tutmanın çok önemli dini, sosyal ve sağlık acısından sebebleri vardır. Dini acıdan inananlar oruç tutarken nefislerini arındırıp onları terbiye ettiği gibi, yüce Allah’a şükür ve hamd amaçı ile sabrederek minnetlerini göstermektedirler. Bu meyanda maddi şeylerden uzaklaşıp daha çok manevi esaslara yönelmektedirler. Yüce Allah’ı, hayatı, ölümü vb. gibi asıl önemli olan şeylere yönelip onları tefekkür ederek, yaşama ve bilhassa iftarlardaki duyulan halis yeme-içme sevinçlerini yenileyip huzur bulurlar. Bu son zikrettiğimiz husus bilhassa “zengin” sayılan topluluklarda hiç de önemsenmiyecek kadar değerlidir. Bir “basit” gördüğümüz çorbanın veya bir elmanın dahi uyandırdığı sevinç ve huzur, bunların ne kadar önemli, şükre şayan ve aslında gerçek bir zenginliğin göstergesi olduğunu hatırlamak, oldukça önemlidir.

Oruçun bir toplumun sosyal acısından getirdiği faydalar da çok önemlidir. Oruç sosyal farklılıkları ortadan kaldırır. Zengin olsun fakir olsun, ikiside yüce Allah’ın rızasına erişebilmek için oruç tutmaktadır. Bilhassa zengin olan bu şekilde aç ve susuz olmanın ne demek olduğunu kendi nefsinde his etmektedir. Şu’urunu kuvvetlendirip, fakirlere karşı daha merhametli olmasına vesile olmaktadır, ve bunun yanı sıra gayet “normal” sandığı şeylerin (tok olmak gibi) hiç de o kadar “normal” bir husus olmadığını hatırlamaktadır. Bu noktada şöyle bir itiraz gelebilir: “ Ramazanın zenginlere getirdiği faydaları anladık, ama fakirlerin durumu ne olacak? Onlar zaten aç ve sususzlukla yaşamaktadırlar, bir de ramazanda ziyade olarak aç ve susuz mu kalsınlar?” Hayır!

Bilhassa ramazan ayı fakirler için bereket ayıdır ve keşke her ay ramazan ayı olsada yeterince yemek ve içecek bulabilsek diye konuşurlar. Çünkü ramazanda adet üzere umumi ve hususi davetlerde insanlar bilhassa fakirleri gözeterek iftar ve sahur yemeklerine davet etmektedir. Üstelik her yerde ramazan gıda paketleri dağıtılmaktadır. Davetiyeler o kadar çoğalır ki, çoğu zaman insan nereye hangi davete katılacağını şaşırır. Bunun içindir ki, ramazan ayı bilhassa fakirler için bereket ve rahmet dolu bir zaman teşkil etmektedir. Ramazan ayının başka bir önemli sosyal etkeni şudur ki, bu davetiyelerin toplumsal kaynaşmayı ve anlaşmayı artırmaktadır. Bu şekilde aralarındaki anlaşmamazlıklar ve kinler anlaşmaya ve dostluğa dönüşmektedir. Ne yazık ki cağdaş toplumlarda insanların farklı sınıf ve statülere sahib olmalarından, zengin ve fakir olan insanların biraraya gelmeleri mümkün olmamaktadır. Ama ramazan bu gayri insani durumu ortadan kaldırmaktadır. Çünkü zenginlerin ve iş adamların fakirler için organize etmiş oldukları yemek davetiyelere (ms. ramazan çadırları gibi) bizzat kendileri de katılarak, zenginin ve fakirin biraraya gelmeleri sağlanmaktadır, statüler ve sınıflar ortadan kaldırılmaktadır. Belki de bu vesile ile dostluklar oluşmaktadır..

Sağlık acısından ramazan oruçun faydaları da pek çoktur. İnsan 11 ay yiyip içerek coğu zaman bünyesini fazlasıyla zorlamaktadır. Fakat ramazan ayında oruçun vesilesi ile bünyesini ve midesini rahatlatarak yenilenmesini sağlamaktadır. Çağdaş tıbbın tespit ettiğine göre oruç tutmak çok sağlıklı bir yöntemdir. Halbuki bir takım “komik” perhizlerin hiç de sağlıklı olmadığı ortadadır. Peygamber Efendimiz (sav) bu hususu çok evvelinden bizlere haber vermiştir: “Oruç tutun da sıhhat bulun!” Müslüman olmayanların çoğu zaman oruç ile alakalı anlamadıkları husus bilhassa içme yasağıdır. Yememeği anladık ama hiç bir şey içmemek? Diye bu durumu dile getirirler. Halbuki oruç tutan kişi bünyesinde ki eski yağ hücrelerin nasıl yakıldığını bizzat his eder. Yalnız aç duran ise (susuz kalmaksızın), ki zaman zaman herkes aç kalmaktadır, bünyesindeki bu onarımı his edemez.

Oruçun sosyal, sağlık ve dini faydaları arasında tabii ki dini noktalar öndedir. Yani sosyal ve sağlık faydaları için oruç tutulmaz. Ancak yüce Allah’ın rızasına ulaşabilmek için oruç tutulur. Oruç amelin bir başka özelliği: Oruç ibadeti riyanın karışma tehlikesi olmayan tek ibadettir. Her amelin belli başlı mükafatı vardır – oruç amelin mükafatı böyle değildir, onun mükafatı belirsizdir. Tutulan oruçun ağırlığına ve kişinin takınmış olduğu takvaya göre onun mükafatı bizzat yüce Allah tarafından ahirette verilecektir. Ancak sosyal ve sağlık acısaından faydaları bu dünyada ki mükafat olarak algılanabilinir.
GidenLerin ArkaSından YakmıŞım 1 Cigara GeLenLeri İzLiyoruM...